
Yeni bir müzik yaratmak için birkaç seçkin müzisyenle birlikte stüdyoya girmeyeli uzun zaman olmuştu. Hafta içi her günümü uzaktan insanlarla birlikte yeni müzik üreterek geçirsem de, gruplarla ve sanatçılarla aynı odada çalıştığım zamanları hatırlıyor ve onlara değer veriyorum.
Bu insani bağ olağanüstü bir şey olmalı. Elbette bu insanlara ve onlarla ne kadar zaman geçirmek istediğinize bağlı. İdeal senaryo, stüdyonuzda arkadaşlarınızla iş birliği yapmak ve gerçekten harika bir şey ortaya çıkarmadan önce orada gerektiği kadar zaman geçirmek.
Bazı günler işe yarar bir şey yapamadan uyanırsınız, bu yüzden ilham ve motivasyon için YouTube'da bazı canlı konser videoları izlemeye karar verirsiniz, ancak diğer günler bir gece önce üzerinde çalıştığınız şarkı için harika bir fikirle uyanırsınız.
Her zaman düşündüğüm ve keşke geri dönebilsem dediğim iki ayrı anı var.
Biri İzmir, Türkiye merkezli bir alternatif ve deneysel müzik grubuyla oldu. Beni internetten bulmuşlar ve müzikleri hakkında konuşmak için bana yaklaşmışlardı. O yıllar boyunca turne yapıyordum ve sürekli onların şehirlerinde sahne alıyordum.
Bir kafede buluştuk ve albüm hakkındaki düşüncelerini konuştuk. Planları ilgimi çekti çünkü tüm albümü canlı kaydetmek istiyorlardı ve bunun için neredeyse her gün pratik yapmayı planlıyorlardı. İkisi de genç ve çalışkan müzisyenlerdi.
İyi hazırlandılar ve albümlerini kaydetmek için İstanbul'a geldiler. Tanıştığımızda ilk kez büyük bir stüdyoya giriyorlardı ve daha önce hiç deneyimleri yoktu.
Günün ilk yarısını enstrümanları ve mikrofonları hazırlamakla geçirdik. Tüm albümü kaydetmek için sadece bir buçuk günümüz vardı! Bu kadar kısa sürede sekiz parça kaydetmenin mümkün olduğunu bilmiyordum. Ama sizi uyarmıştım. Ev ödevlerini yapmışlardı. Rock yıldızları gibi çalıyorlardı.
Onları ilk kez canlı dinledikten sonra çok heyecanlandım. Ve o ortamdaki herkesin her türlü yorum ve eleştiriye açık olduğunu fark ettim. Grup performans sergilerken kayıt mühendisiyle fikirlerimizi tartışıyorduk ve müzisyenler seans aralarında dinlenirken onlarla fikirlerimizi tartışıyorduk.
İkinci günün sonunda kayıtları bitirdikten sonra konuşamayacak ya da düşünemeyecek kadar yorgundum ama elimizdekiyle gurur duyuyordum.
Birkaç ay sonra parçaları bir araya getirmek ve albümden bir şarkının prodüksiyonunu yapmak için İzmir'e geri döndüm. O şarkı için elektronik bir düzenlemeye ihtiyacımız vardı. İki ya da üç gün boyunca standart bir apartman dairesinde kaldık. Bir kaşıkla bir kase Nutella yediğim ve soliste (Emre Akdeniz) bazı geri bildirimler verdiğim anları hatırlıyorum. O da benim geri bildirimlerimi dikkate alarak farklı fikirler deniyordu.
O albümü tekrar dinlediğimde, kurduğumuz bağları hissediyorum. Sadece işimi yapmakla kalmadım, aynı zamanda yeni dostlar edindim.
Aynı odada olduğumuzda, aynı hedef için çalıştığımızda, birbirimizi kolayca dinleyebilir ve anlayabiliriz. Bu da bireylerin kendi fikirlerinin müzik için ideal olmayabileceğini fark etmelerini sağlıyor.
Dünyanın her yerinden insanlarla online müzik üretip miksleyebildiğim için çok mutluyum ve benimle çalışan insanlara minnettarım. Ama bu duyguları aynı anda yaşıyorum.
Yalnızca bölgenizdeki prodüktörler ve miks mühendisleriyle çalışmanız gerekmiyor çünkü online çalışmanın sayısız faydası var. Daha iyi online bağlantılar kurmak ve sonuç olarak birlikte daha iyi şarkılar yapmak için kendimizin farkında olmalıyız. Çünkü egolarımızın yaratımlarımızı sahiplenmesine izin verirsek bu bizim için mümkün olmaz.
Bu arada yukarıda bahsettiğim, prodüksiyonunu üstlendiğim müzisyenlerle yaptığımız albüm:
Tanışmak isterseniz mesajınızı bekliyorum!